

5
Uzun ve Sağlam Bir Yolculuğun Vazgeçilmez
Yol Arkadaşı: Etik Değerler
Siemens dendiğinde pek çok insanın aklına gelen ilk
şey ne kadar köklü bir şirket olduğudur. 160 yılı aşan
bir tarihçe elbette bunu düşündüren en önemli
etkendir.
Siemens’in köklü tarihine baktığımızda, daha kurulu-
şunun en erken zamanlarında bile farklı ülkeler ara-
sında büyük projeler gerçekleştirildiğini görüyoruz.
Almanya’dan Amerika’ya okyanus altından telefon
hattının çekilmesi, ilk telgraf bağlantılarının
Almanya’dan Bombay’a uzanması gibi...
Bu tip projeler çok zor şartlar altında gerçekleştirile-
bilmiş olmalarına karşın kişisel olarak ilgimi daima
çeken şey, Siemens’in kurucusu Werner von
Siemens’in herşeyin en iyisini yapma çabası içeri-
sinde olmasıdır. Her zaman en iyisini yapma düşün-
cesi Siemens’te bir nevi olmuştur: “Kısa vadeli kazanç
için hiçbir zaman istikbalimi satmam”.
Biz de bu şirkette aslında bu felsefeyle yetiştik. Hiçbir
zaman kolay yolu tercih etmedik. Ne yaparsak yapa-
lım, hep en doğrusunu, en iyisini yapmak istedik.
Her projeye, her çalışmaya bu düşünceyle ve tüm
riskleri gözönünde bulundurarak giriştik. Son 165
yılda şirket yapımız tamamen değişti. Kuruluşunda
sadece birkaç bin eleman çalışıyor iken, bugün, 160
ülkede 370 bine yakın çalışan faaliyet gösteriyor.
Büyüyen yapımıza paralel olarak, şirketimizin sahip
olduğu değerleri ayakta tutmak için de daha fazla
çaba sarfetmemiz gerekiyor.
2006-2007 yıllarında vuku bulan “Mevzuata Uyum”
krizi aslında buna güzel bir örnek teşkil ediyor. Her
ne kadar felsefemiz, hep en iyisini, hep daha iyisini
yapmak olsa da, bu kriz sırasında bunu her zaman
başaramadığımızı ve yanlışlıklar yaptığımızı farkettik.
Bu durum ne yazık ki şirketimizin itibarı açısından
önemli kayıplara neden oldu. Yine de o yılları değer-
lendirdiğimde, problemler karşısında gözlerimizi
kapamadığımızı görüyorum, ki bir sorunu çözebilmek
için bu, olmazsa olmazlar arasında yer alıyor: Gözle-
rimizi kapamamak ve sorunu görebilmek.
Olan biten her şeye rağmen değerlerimizi ismimize
yaraşır şekilde korumayı ve bugün dünyanın en şef-
faf şirketleri arasında yer almayı başardık.
Bu noktada başka bir seçeneğimiz olup olmadığı
sorulabilir: Biz zaten yine aynı şekilde davranırdık
ancak hayır, başka alternatifimiz de yoktu. Çünkü
bugünün teknolojisine, sosyal medyaya, iletişim
şekillerimize baktığımızda, herkesin, her an, her şeyi
paylaşabildiğine şahit oluyoruz. Bu davranış, hem
kamuda, hem özel sektörde, hem de kişisel anlamda,
hepimizi daha şeffaf yapılara doğru götürüyor,
götürmeye de devam edecek. Buna inancım tam.
Sürekli bir değişim içinde olan çevremiz, hem sosyal
yaşamımızı hem de iş yaşamımızı etkiliyor. Değişim,
gereksinimlere ayak uydurmamız yönünde aynı
zamanda bizleri teşvik de ediyor. Ancak rekabetçi
kalabilmek adına, günümüzde olduğu gibi hızlıca alı-
nan kararlar, hepimizi hata yapma riski ile de karşı
karşıya bırakıyor. Bu noktada, değer endeksimizde
yer alan öncelikler ile bağdaşmamız gerekiyor.
Değerlerimiz bizi biz yapan ve farklılaştıran unsurlar-
dır. Toplumumuzda genel kabul gören “Başarı- Aile-
Özgürlük” gibi değerlerin önem sırası yer değiştiriyor
ve halkın çoğunluğu için durum tek kişinin ekonomik
güvenliğine bağlı hale geliyor. 20 yıl önce, aile kav-
ramı birinci öncelikte iken, bugün özgürlük ve başarı
için duyulan istek daha baskın hale gelmiş durumda.
Belki de bu yüzden, toplumumuzda prensiplere sadık
kalma ve uyum kabiliyeti arasındaki ahengi sağlamak
ÖNSÖZ